Yüzlerce, binlerce, milyonlarca.. çocuklarım yavaş yavaş ölüyor içinde. 1 ay önce aldığın hap saldırıyor üzerlerine. sen bir katilsin diye bağırıyorum beynimin içinde. az önce milyonlarca çocuğu öldürdün!!. sonra yeniden gerçeğe dönüyorum. yeniden saçmalamaya başladığımı görüyorum ve kalkıyorum yataktan. önce bir sigara içiyorum, sonra da kıyafetlerimi giyiyorum. sen sırtın bana dönük uykuyla uyanıklık arasındayken, ben sırtının pürüzsüzlüğünde geçmişimi kaybediyorum ve geleceğimi unutuyorum.
Adımlarım, bağımsızlıklarını kazandığında, beynim, geçmişimden bir sahne getiriyor gözlerimin içindeki beyaz perdeye. bir erkek ve bir kadın görüyorum önce.sonra birleşip, tek vücut oluyorlar. birbirlerine kenetlenmişler, birbirlerinin içindeler. sonra görüntüler kararıyor bulanıyor ve yenisi geliyor. artık kadın yok. erkeğin beyninin içine giriyorum ve sesleri duyuyorum.boş ve anlamsızlar,yeterli değiller.ama dinliyorum yine de.başka şansım da yok zaten. beynim dinlememi emrediyor, ben de dinliyorum.
"neden çok fazla istiyorum. birini sevdiğimde ona sahip olmak istiyorum. onun tüm benliğini ele geçirmek, tam anlamıyla bana ait olmasını istiyorum. benden başka kimseyi sevmesin istiyorum. sadece bana baksın, sadece beni görsün, sadece beni sevsin, sadece bana gülsün, sadece benle konussun. sevgimi başkalarıyla paylaşmak istemiyorum. aslında tüm sevgisini bana versin istiyorum, sevgisini o kadar emiyim ki, başkasına bir şey kalmasın"
sözler iyice anlamsızlaşıyor ve yavaşça kayboluyor.
Aniden karşımda bir ev buluyorum.Ayaklarımın beni getirdiği yer, kağıtta yazan adres.2 katlı, ahşap bir ev.balkonda kir kız duruyor, uzun siyah saçlı, bembeyaz elbisesiyle.güzellik tanrıçası."varoluşum,beni hiç tanımadığın için gereksiz ve saçma geliyor.Nedensiz, ezik bir durumdayım.Hayallerimin başrol oyuncusu.tek aşkım"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder