ölüm tanrısı tarafından sürüldüğüm bu çöl....
bitmeyen gün batımları ve doğumları..
karanlık.aydınlık.karanlık.aydınlık.karanlık..
insanlık,en büyük paradoksu,yaşamın devamını gözden kaçırmış.
günbatımında karşıma çıkan çıplak dişi,uyuttuğum cinsel duygularımı uyandırmak için çaba bile harcamadı.onu bu yüzden sevmiştim.
aslında onu hiç sevmedim.
o hiçbir zaman var olmadı...

16 Kasım 2008 Pazar

its a hell of a way to die

sabah 3.45..kabuslarıma ara veriyorum titremelerimle.kendimi sokağa atmamla tanıdık bir yüz buluyorum .hiç konuşmadan ihtiyacım olanı veriyor.bu saatte hiçbir şeyi umursamıyorum.sokağın karanlık bir köşesinde bir vuruş yapıyorum..arada hiçbir yerden gelip hiçbir yere giden insanların görsel tecavüzlerine mahsur kalsam da,titremelerin kesilmesiyle her şey gerçekliğini yitiriyor.
sonra onu görüyorum yeniden.
en zayıf anımda ortaya çıkan vahşet tanrıçası.
seni seviyorum diyorum.
yeniden ve binlerce kez.

"bana ulaşman için öldürmen gerek"

ve yeniden yolculuğuma başlıyorum.
karanlık tarafa geçiş yolculuğu.
insanlar anlamıyor.
sakin bir hiçlikte sakin bir ev seçiyorum.
hızla kapısını kırıp evdeki herkesi bir araya topluyorum.
bir anne ve 3 çocuk.
hepsi ölüyor.
ve ben yine yanlız kalıyorum.
ve kabuslarım yeniden başlıyor.

Hiç yorum yok: